10 Şubat 2013 Pazar

AĞIZ TADI

"Evin erkeklerine sebze yedirmenin 100 yolu" konulu bir kitap yazılsa, kitabın kadın kahramanı ben olurdum her halde. Aşağıda tam servis edecekken "dur şunun bir fotoğrafını çekeyim" telaşıyla çekilmiş resim; tam bir tarifi olmayan, arada bir yaptığım ve beğenilerek hatta ikinci porsiyon istenilerek yenilen bir fırın kabak yemeğidir.
  • 4-5 kabak soyulur ve, 
  • 2-3 diş sarımsakla beraber rendelenir,
  • 2-3 dal taze soğan ince ince,
  • 10-15 sap maydanoz,
  • 5-6 dal dereotu,
  • 3-4 yeşil biber,
  • 1 kırmızı biber ince doğranır.
  • 4 yumurta,
  • 1 fincan sıvı yağ,
  • 2 fincan un
  • tuz, karabiber katılır, karıştırılır. Cıvık bir karışım olacak. Margarinle yağlanmış borcama dökülür, kızgın fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Yoğurtla servis edilir.
İçinde et yok ama beğeni garantisi var. Oğlum da eşim de her seferinde ikinci porsiyonları yiyorlar. Benden söylemesi.
Şimdi gördüğünüz köfteler benim tarifim değil. Evde bulunduğum sürede, kanal kanal gezerken bir yemek programında rastladım. Tarifini de almadım. Pasta kek tarifi dışında tarif almam, yöntemi uygularım. Bu köftelerin tarifini veren hanım gayet güzel anlatmıştı ama ben spontan bir köfte yaptım. Yalnız her zaman kuru soğanı rendelerdim, bu sefer yeşil soğanı ince doğradım, bir de 10-15 maydanozu ince doğradım. Ceviz kadar parçalar alıp içine dil peyniri dilimleri koyup içli köfte gibi sakladım. Sonra da kızgın yağda kızarttım. 
Dil peynirleri eridi ama kaşar kadar  değil. Bir de tvdeki  hanım köftenin içine dil peyniriyle beraber fıstık koydu. "Antep fıstığı" dedi, yalnız dolmalık fıstık gibi gördüm ben. Bende mi yanlışlık var acaba, Antep fıstığı yeşil renkli çerez değil miydi? Dolmalık fıstık da beyaz, küçük, Şam fıstığı dediğimiz olacaktı galiba. Yine mi yahu? Goggle amcaaaaa, sen yokken biz napıyorduk Allah aşkına?
Afiyet bal şeker olsun. Pıt pıt et, lop lop yağ olsun. Biz yedik Allah artırsın. Sofrayı kuran kaldırsın:) 
İç-ses: Şu son cümleler olmayaydı iyiydi Nurten. 
Dış-ses: Sileyim o zaman?
İç-ses: Yok kalsın, belki bir beğenen olur.
Dış-ses: İyi o zaman niye mızmızlanıyorsun ki? Bir sepet de sana vereyim mi? Takardık beraber?

3 yorum:

  1. Her iki tarif de benim için değişik. Denemek üzere listeme aldım bile. Ellerine sağlık. İki Nurtenin çekişmesi de çok güzel ya... Bu biz Eczacılara özgü bir şey mi acaba. Benim içerdeki Gülsüm de çok konuşuyor. :)))

    YanıtlaSil
  2. :) Ben kendimle çok konuşurum. Bugün mesela sabahtan öğle sonuna kadar kitap okumaya bir kaptırdım, kahvaltıyı da öğle yemeğini de çok sevdiğim gibi, abur cuburla geçiştirdim. Ayrıca evimize hiç çekirdek girmezdi, oğlum almış gelmiş, mal bulmuş mağribi gibi koca tabak çekirdek çitledim, temizlik de yapmadım. Saatlerdir kendi kendime kızıyorum. Neler söyledim neler bir bilseniz. Kendi gönlümü nasıl alırım bilmem:))

    YanıtlaSil
  3. :)) iç ve dış sesler herkeste var sanırım...

    YanıtlaSil