4 Mart 2012 Pazar

ŞÜKRANIM'DAN HATIRA

Afyonkarahisar'da bir adet vardır. Belki de bütün başka yerlerde vardır. Ben buradakini size anlatayım, siz de kendinizinkini anlatın.

Düğün günü erkek tarafı, gelini evinden almaya şaaalı bir konvoyla gider. Kız tarafı da gelen bütün arabalara hediye verir. Eskiden bu hediye mendil falanken sonraları havlu olmaya başlamış. Hatta ben evlenirken de havlu adeti vardı. Ama o zamanlar arabalara dağıtılacak havlular basit ve ucuz şeylerdi. Oğlumun sünnetinde ise havluların kalitesi artmaya başlamış, süslü, işlemeli, nazar boncuğu ile özel süslenmiş havlular verilir olmuştu. Son 5-10 yıldır falan işin rengi iyice değişti, hediyeler, kız evinin kadınlarının hayal gücüyle orantılı olarak çeşitlenmeye başladı. İpek fularlar, iğne oyalı fularlar, şallar, ahşap kutular, incik boncuk takılar vb..

Şükranın düğününde ise beyaz peluştan kırlentler dikip içini doldurdular. Kırlentin ortasına şatafatlı bir taş dikip, taşlı sıra harç ile süslediler. Bu kırlentleri sert bir tüle sarıp güzel kurdelelerle bağladılar. Kuzenimin kırlenti diye söylemiyorum ama çok şık oldu.
Biz konvoya katılamadık. Eşimin mesaisi uzun olduğundan biz düğünlerde bu türden etkinliklere gecikeceğimiz için hiç katılmaz, direkt salona gideriz. Dolayısıyla yemeği hiç beklemeyiz. Biz otururuz, hemen çorba servisi başlar. Sanki bizi bekliyorlarmış gibi. Ama teyzem bizim kırlenti saklamış, sağolsun. Düğünden sonra verdi. Hemen eve gelip tekli koltuklardan birinde kullandım.


Sonra ikili koltuğun ortasında bir denedim.
Tekli koltuğa daha çok yakıştı. İkinci kırlenti de annemden yürüteyim diye düşünüyorum. Henüz bunu annem bilmiyor. Ama beni takip eden akrabalar söylerse bir tedbir alır mı onu da ben bilmiyorum:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder